İkiler Aynası
“Göğün derinliklerinde yine bir ses var, durgun havayı heybetle saran. Şeytanla meleğin dansı der buna birkaç dilsiz ozan”. Tüm bilgeler arasında çok azı İkiler Aynası’nı bilir. Bunlar lanetli Zühre’nin dev aynası gibi ne sevdiceğini gösterir ne de rüyalarda gezen Mashera’nın aynası gibi geleceği. İkiler aynasında tıpkı hayatta da olduğu gibi bir hakikat vardır bir de yalan. Hikâyesinin yaratılıştan öncesine ulaştığı söylenir. “Yaşlı, bastonuna dayanmış, yorgun bir savaşçıdır zaman. Onun bile çocukluğu gençliğiyle harp edermiş durmadan”. Varoluşun başlarında meleklerini kendi sınavına sokmak için bizzat Tanrı tarafından konduğu söylenir ve Aden’in saf kristalinden yapılmış çerçevenin içinde, yaratıcının sözlerinde dövülmüş olduğuna inanılır aynanın. Kendini tutana “Bir hakikattir hayat ve de bir yalan” sözleriyle fısıldar ayna. Tıpkı ecemin sözleri gibi ayna hem bir gerçeğin hem de bir yalanın doğuranıdır. Tüm acemi meleklerin yolu bir kez bu aynaya düşmüş, böylece kaderlerinin yazgı...