Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölüm Aryası

Resim
“Zihin genişlediğinde ne olur?” “Ben söyleyeyim?” “Öldüğünde…” “Büyürsün. Kaygıların bölünürken ruhun zihnini birleştirir. Kabuslar yok olurken kaybolan kalbin yerini sonsuz batan…” “Güneş alır.” “Evet.” “Güneş!” “Neden bunu yaptı?” “Çünkü ölülerin tanrısı yoktur!” “Sonsuza hapsetmek çözüm müydü?” “Korumak için…” “Kaosun karanlığı hiçlikten…” “Ama genişleyen her şey küçülüp başlangıcına ulaşmaya mahkûm.” “Onu tanıyor musun?” “Hayır.” “Ama sen tanımıyorsan kimse tanımaz…” “Tek bildiğimiz o bir yabancı. Ezelden gelme değilim. O? Kimse bilmiyor… Sır! Güneş bu kaosta savaşı başlatan ilk oldu… Yolundan gidilir mi bilinmez ama bu ağıt ezelden gelme!” “O nerede?” “Bilmiyorum ama, o çok yorgun…” “Sen Gece’sin, yani karanlık. Onu bir tek sen bulabilirsin.” “Ölülerin tanrısı yoktur!” “Hiçbir kutsal varlık buna cesaret dahi edemedi. Deneyen bütün tanrılar onlara katıldı.” “Bu hüzün bitecek mi?”...

Takip

Resim
Bunca zamandır aynı manzaraya baktığımı şimdi fark ettim. Çimenler vadiden gelen esintiyle birlikte dalgalanıyor. Gelincik çiçeklerinin arasında yol edinmiş üç serçe kuşu birbirlerini kovalıyor. Yaban arıları seçtikleri çiçekleri birer birer yokluyor. Gün ışığı ufuk çizgisinden nehir boyunca dalgalar halinde yayılıyor. İnce bir sızı olarak başlayan sırtımdaki çantanın ağırlığı omuzlarımdan belime doğru derin bir ağrı olarak iniyor. Durduğum yerde genişlediğimi hissediyordum. Sen de bilirsin insan yalnızca koşmak için durmuyor. Bazen durmak, küçülmüş dikenli bir geçmişi de yanına çağırıyor. İşte huzur arayanların beslendiği yemiş böyle tatlı ve acı oluyor. Tıpkı güney sularının kokusu gibi tüm bedenini sarmalıyor, seni büyütüyor, kocaman yapıyor. Yukarılara doğru uzadıkça gövden, bir parçansa seni aşağıda bekliyor. Bu yüzden zamanı geldiğinde geri dönüp bütünleşmek için tekrar küçülmen gerekiyor. Sanırım bu kadar yeter… Yürümeye devam edeyim. Yanıma on yedi günlük tam erzak aldım....

Atonsfrensinyen - Orta karar bir kahraman

Resim
-Bu gecenin bizzat kendisinden dinlediğim bir efsaneydi. ...Atalarımızın efendileri, evrenin kutsalları diz çöktüler ilkin önünde. Bu korkunç sahnede içine düştüğü kaotiğin girdabından kurtularak, tüm minnettarlıklarını kabul etti. Artık onun yolundan gitmeye yemin etmişlerdi. Tıpkı diğer efsaneler gibi bu zamansızların efsanesinde de kendine yer bulmuştu...

Yürüyorum

Resim
Islık sesi bir yükseliyor, bir alçalıyor. Yürüyorum… Sonunda kaosun gürültüsünden uzakta, sırtımda cesaretimle birlikte oraya varıyorum. Uzakta olamaz artık kovaladığım kâbusum. Katilimin yüzü ceketimdeki aynada belirecek, kin duyacak gerçeklere. Bu yüzden, işte bu yüzden ilk kez gerçekten mecburum. Yürüyorum… 14.01.18

Zamansız

Resim
Her şey bu gece gerçekleşecek... Bekle... Olağandışı bir hareketlilik vardı çivit mavisi gökyüzünde. Bu telaşı evrenin, bana zamanı anlatıyor küçük dostum.  Kum saati misali, tıpkı senin gibi o da ne kadar telaşlı olmalı şimdi. Samanyolunun ışıltıları, keşke onları görebilseydin, ilk kez buraya senin için toplandılar oysa. Bir kez olsun burada olmanı dilerdim. O, malum bitmek tükenmek bilmeyen cesaretinle koşuyor olurdun kalıbımı basarım. Acımasız bir müzik yükseliyor yattığın yerden, görebiliyorum. Sanırım hazırsın… Hep hazırdın. Sanki bu müziğe kulak kabartanlar bizi izlemek için tüm geçmişin sıralarını doldurmuşlar. Geleceğin şarkıları çoktan mırıldanırken çardağından, ikimiz gülüyor olacağız zamana, dimdik. Bir -güm- sesi… Sonra bir tane daha -güm-. Gizemini koruyan o anda neyin yaklaştığını ben bile bilemem. -Güm- haşmetli boynuzlarını güney ışıklarına çevirmiş ay gözlerini kapatırken duydum onu. -Güm- Bir ses, ama değil, sesten farklı, ama duyuyordum. Sen değildin,...