Ölüm Aryası
“Zihin genişlediğinde ne olur?” “Ben söyleyeyim?” “Öldüğünde…” “Büyürsün. Kaygıların bölünürken ruhun zihnini birleştirir. Kabuslar yok olurken kaybolan kalbin yerini sonsuz batan…” “Güneş alır.” “Evet.” “Güneş!” “Neden bunu yaptı?” “Çünkü ölülerin tanrısı yoktur!” “Sonsuza hapsetmek çözüm müydü?” “Korumak için…” “Kaosun karanlığı hiçlikten…” “Ama genişleyen her şey küçülüp başlangıcına ulaşmaya mahkûm.” “Onu tanıyor musun?” “Hayır.” “Ama sen tanımıyorsan kimse tanımaz…” “Tek bildiğimiz o bir yabancı. Ezelden gelme değilim. O? Kimse bilmiyor… Sır! Güneş bu kaosta savaşı başlatan ilk oldu… Yolundan gidilir mi bilinmez ama bu ağıt ezelden gelme!” “O nerede?” “Bilmiyorum ama, o çok yorgun…” “Sen Gece’sin, yani karanlık. Onu bir tek sen bulabilirsin.” “Ölülerin tanrısı yoktur!” “Hiçbir kutsal varlık buna cesaret dahi edemedi. Deneyen bütün tanrılar onlara katıldı.” “Bu hüzün bitecek mi?”...