''Yarım porsiyon yedin, felç olup saniyeler içinde ölmeliydin. Ama buradasın. Düşündün, soluna baktın ama sağına değil ve atladın. Düşmanın oradaydı. Ölmen gerekirdi ama ölmedin. Tek başına üç baygın adamı fırtınadan korudun. Donman gerekirdi, hatta oksijensizlikten kendinden geçmeliydin ama olmadı. Dirim kafesine atıldın, o darbelerden sonra boynun kırılmalıydı ama rakibin ne kadar güçlü ve iri olsa da sen bir şekilde sağ çıktın, hem de gülerek. Düşmanın seni buldu, ölüm seni kıstırdı ama sana hiçbir şey olmazken adam kızardı. Sahi ya kaç bin voltluk vurmuştun ona? Dört sene boyunca durmadan yeni arayışlara geçtin. Ama bir şekilde her durağında yeni bir yetenek kazandın. Sıska ve boylu poslu halinde pek bir değişiklik olmadı ama kaslarını boğazına sarılan kollardan kurtulabilecek kadar kuvvetlendirdin. Böylece azılı düşmanını -her ne kadar benim tırnağım bile olmasa da- üçüncü defa da alt ettin. Serseri kuzenin eser kaçakçılığında tam bir tilki ama ağzı iyi laf yapıyor. Seni...
Yorumlar
Yorum Gönder